logo

logo

EFENDİMİZ (S.A.V)'İN MEKKE DÖNEMİ

YİNE DAVET

Aradan birkaç gün geçti. Sırtlan yürekli kafirin sözleri Allah Resulünü pek üzmüştü. Günlerce beklendi. Nihayet kendi öz büyük baba kolunu bir kere daha çağırtıp bunları daha tatlı ve yumuşak bir nüfuz yolu ile tecrübe etmek istediler... Allah'ın yenilmez aslanı Hazret-i Ali (r.a.) ye emir buyurdular:

- Ya Ali! Şu adam, işittiğin sözleriyle önüme geçti. Ben onlarla konuşamadan dağıldılar. Sen, yine önce yaptığın gibi bir ziyafet hazırla ve bana yalnız Abdülmuttalib soyunu çağır!

Ziyafet hazırlandı. Abdülmuttalib oğulları, sofranın etrafına yine dizildiler... Yine 40 kişi kadarlar...

Şevk ve zevk içinde yemekler yendi. Son lokmaların ardından kısa bir durak... Allah'ın Resulü birdenbire hitap ettiler:

- Hamd, Allah'a yaraşır ki ben, O'na hamd ederim. Yardımı da ondan dilerim! O'na dayanırım! Şüphesiz bilir ve bildiririm ki, Allah'tan başka ilah yoktur. O, BİR'dir. Onun eşi ve benzeri yoktur...

Herhalde, otlak aramaya gönderilen bir kimse, gelip ailesine yalan söylemez. Vallahi ben, bütün insanlara yalan söylemiş olsam, yine size karşı yalan söylemem. Bütün insanları aldatmış olsam, yine sizi aldatmam. Sizi davet ettiğim Allah, öyle bir Allah'dır ki, ondan başka ilah yoktur.

Bende O yüce Allah'ın hassaten size, umumi olarak da bütün insanlara gönderdiği Peygamberiyim!..

Vallahi, siz uykuya daldığınız gibi öleceksiniz. Uykudan uyandığınız gibi de diriltilecek ve bütün yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.

İyiliklerinizin karşılığında mükafat, kötülüklerinizin karşılığında da ceza göreceksiniz!.. Bunlar da ya temelli Cennette, ya da ebedi Cehennemde kalmaktır!.

İnsanlardan, ahiret azabı ile ilk korkuttuğum kimseler sizlersiniz!..

Peygamber amcası Ebu Talib atıldı:

- Bizim katımızda sana yardım etmek kadar sevgili bir şey yoktur. Öğütlerini benimseyip kabullendik, sözlerini son derecede tasdik ettik. Bu toplananlar, senin atanın oğullarıdır. Tabii ki ben de onlardan biriyim. Senin istediğin şeye, onlardan koşacak onların (andolsun ki) en evveli de benden başkası değildir!..

(Ey kardeşimin oğlu!) Sen, emrolunduğun şeye devam et! Allah üzerine söz veriyoruz ki, etrafını kuşatıp seni korumaktan bir an geri durmayacağım! Nefsimi, Abdülmuttalib'in dininden ayrılmak hususunda bana boyun eğer bulmadım. Artık, ben onun öldüğü dinde öleceğim!..

Peygamberler Peygamberi bu sözlerden memnun oldular. Diğerleri de buna benzer tatlı ve yumuşak sözler söyledi... Derken yine kuduz kafir Ebu Leheb küfrünü kustu:

- Ey Abdülmuttalib oğulları! Bu, vallahi bir kötülüktür. Başkaları onun elini tutup bundan alıkoymadan önce, siz onun ellerini tutup bundan men'edin!.. Eğer siz, bugün ona itaat edecek olursanız zillete, hakarete uğrarsınız, onu korumaya kalkışacak olursanız, öldürülürsünüz!

Peygamber halası Hz. Safiyye'nin şahlanışı:

Hz. Safiye yerinden bir ceylan gibi sıçradı ve Ebu Leheb' in karşısına dikilip haykırdı:

- Ey kardeşim! Kardeşimin oğlunu ve onun dinini yardımsız, hor ve hakir bırakmak,sana yakışır mı? Vallahi bugün yaşayan bilginler, Abdülmuttalib'in soyundan bir peygamberin çıkacağını bildiriyorlar. İşte O peygamber budur!..

Küfür delisi Ebu Leheb yine inatla karşılık verdi:

- Bu, andolsun ki sadece senin umudundur. Zaten kadınların, sözleri erkeklere ayak bağı ve köstek mesabesindedir! Kureyş aileleri ve onlarla birlikte topyekûn Araplar ayaklandığı zaman, onlara karşı koyacak bizim kuvvetimiz mi var? Vallahi biz, onların yanında bir lokmayız!..

Bu defa Ebu Talib öfkeyle yerinden fırladı ve avaz avaz bağırdı:

- Ey korkak! Vallahi, biz sağ oldukça ve bu bedende can taşıdıkça, ona yardımcı ve koruyucuyuz!..

Ve Allah Resülüne dönüp:

- Ey kardeşimin oğlu!.. Rabbine davet etmek istediğin zamanı bilelim. Silahlanıp seninle birlikte ortaya çıkarız, dedi...