EFENDİMİZ (S.A.V)'İN GAZALARI
OSMAN B. MAZ'UN
Muazzez sahabilerden ve Allah Resulünün bağrı yanık sevdalılarından Osman b. Maz'un Hazretleri de bu ayda vefat etti. Vefat ettiği zaman varlığın sebebi olan Cenab-ı Peygamber onun üzerine dört tekbir getirdi. Kefenlenirken eğilip alnından öptü. Ve mübarek gözlerinden akan elmas damlası yaşlar, Osman b. Maz'un yanaklarına döküldü.
Nebiler Nebisi ona bakıp buyurdular:
- Sen, dünyadan hiçbir şeye bürünmeksizin gittin.
Ve ilave ettiler:
- O, Osman b. Maz'un, bizim ne güzel, ne iyi selefimizdir!
Mübarek sahabinin cenazesi götürülürken bir kadın, cenazeyi işaret ederek haykırdı:
- Ey Maz'un oğlu! Allah şahid olsun ki, O'nun lütfuna ve rahmetine erdin!..
Zaman ve mekânın Peygamberi, dalgın, sordular:
- Nasıl bildin?
Kadın atıldı:
- Osman da lütfa ermezse kim erer, ey Allah'ın Resulü?
O tertemiz ve deniz huylu Peygamber şöyle buyurdular:
- Ben de böyle umuyorum. Fakat ben Allah'ın Resulü olduğum halde ne göreceğimden emin değilim!..
İşte bütün hikmet ve incelik burada.
Yine bu günlerde Peygamber-i Zişanın gönül çiçeği Hz. Fatıma ile Hz. Ali evlendiler.
Cenab-ı Fatıma 15, Aliyyü'l-Mürteza 21 yaşlarında.
İnsanlık hurisi Cenab-ı Fatıma'yı istemeye evvela Hazret-i Ebu Bekir gitmişti. Onu Hazret-i Ömer takip etti. Resuller serveri cevap vermediler. İkisi birden Hazret-i Ali'ye gidip:
- Ya Ali, dediler; var, sen kendin iste!..
Allah'ın yenilmez arslanı Hazret-i Ali, Allah Resulü'nün huzurunda:
- Ey Allah'ın Resulü, diyor; izniniz olursa bir dilekte bulunacağım!
- Seni dinliyorum!
- Muhterem kerimenizi istemeye geldim, ey Allah'ın Resulü!
- Ya Ali! Dünyalık olarak bir şeye malik misin?
- Yalnız bir atla bir zırha malikim, ey Allah'ın Resulü!
- Atın sana lazımdır; git zırhını sat ve parasını bana getir.
Hazret-i Ali (k.v) zırhını satıp parasını Nebiyyi Ahirzamana getiriyorlar. Kâinatın Efendisi mübarek elleriyle paradan bir miktarını alıp Hz. Bilal' e verdiler ve dediler:
- Güzel şeyler al!..
Ve böylece Peygamber kızı ile Peygamber yeğeni Hazret-i Ali (r.a) evleniyorlar. Nur nesli, Hazret-i Ali ve Hazret-i Fatıma ağacından dal budak salıyor...