Kâinatýn Efendisi emir buyurdular: - Çektiðimiz çile büyük. Dileyenler Habeþistan'a gitsin... Kimisi tek baþýna, kimisi de çoluk çocuðunu yanýna alarak gitti...
Ýmansýz kalbin dümensiz kafasýný taþýyan kâfirlerin nelere tevessül ettiklerini gördünüz...
Yine bu çileli günlerden biriydi. Allah'ýn Resulü, Mescid-i Haram'da Necm suresini okuyorlardý...
Çile bir ateþten gömlek... Fakat Ýslam denizi yükseldikçe yükseliyor... Kureyþ müþrikleri muhasaradan da bir þey çýkaramadýlar. Kabe'ye astýklarý ahitname, alnýna "Yaþýyor!" diye bir yafta asýlmýþ mumyadan farksýz...
Nebiyi Muhteremin peygamberliklerinin onuncu yýlý... Bu yýlý andýklarý zaman, þöyle derlerdi...
Taif tecrübesinin verdiði hazin üstü hazin bir ders, nihayetsiz olan mülkün seyidi ve Kevser havuzunun sahibi Cenab-ý Mustafa'nýn hikmet yuvasý mukaddes kalplerine "Medine" ismini büsbütün nakþetmiþ bulunuyordu...
Allah'ýn Sevgilisine bir yýl sonra ayný yerde tekrar buluþmayý vadeden Medineliler geldi. Bu defa on iki kiþi... Beþi geçen seneki nur yolcularýndan ve Medine'nin kandil çemberini kuranlardan... Yedisi de ilk defa gelenler...
Rahman ve Rahim olan Allah'tan, küfre silahla karþý çýkmak emri geldi. Artýk Ýslam þevket yolunda ve artýk karargâh Medine...